Kuran-ı Kerim 96. Sure Alak Suresi Türkçe Meali Oku
Mekke’de indirilmiş olup 19 ayettir. Bu sure-i celilenin ilk beş ayeti, Kur’an-ı Kerim’den ilk nazil olan kısmı teşkil eder. Sure adını 2. ayette geçen el-alak kelimesinden almıştır. Bu kelime, “yapışkan, asılıp tutunan şey” demek olup, bundan maksat insanın, ana rahminin cidarına yapışan döllenmiş bir hücreden yaratıldığını hatırlatmaktır. Bu sure-i şerife Hz. Peygamber (a.s.)’a vahyin gönderilmeye başlamasını, okumanın, yazmanın ve ilmin önemini vurgulayarak başlar. İkinci bölümde zenginleşen kafirde azıtma ve tuğyan damarının kabardığını, üçüncü bölümde ise, başlıca örneğini Ebu Cehil’de bulan azgınların, dinin direği olan namazı engellemeye çalıştıklarını ve onların müstehak oldukları cezaya çarptırılacaklarını bildirir.
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.
2. O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.. (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
Genel olarak müfessirler alaka’nın çoğulu olarak alak kelimesine, “kan pıhtısı görünümünde olan döllenmiş hücre” anlamı verirler. Fakat Elmalılı M. H. Yazır, bu maddi manadan başka kelimenin bir de: “ruhani ve manevi olarak “alaka” gibi aşk ve sevgi manası da olduğunu, dolayısıyla “alak” dan, “rabbani bir izafetten ibaret olan ruhi ilişiğe kadar, insanın yaratılışının başlangıçlarını kapsayan, hem de okunan metnin ruhi bir sevgi ve alaka ile takip edilmesine bir uyarı ihtiva eden bir mana düşünmenin mümkün olduğunu yazar ki, güzel ve dikkate değer bir tefsirdir.
3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
4. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.
5. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.
6. Gerçek şu ki, insan azar.
7. Kendini kendine yeterli gördüğü için.
8. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir.
9. Gördün mü şu men edeni,
10. Namaz kılarken bir kulu (Peygamber'i namazdan)?
11. Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda olur,
12. Yahut takvâyı emrediyorsa?
13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!
14. (Bu adam) Allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!
15. Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).
16. O yalancı, günahkâr alından (perçemden),
17. O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.
18. Biz de zebânîleri çağıracağız.
19. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!